KÖTÜ ARKADAŞ

Arkadaşlık mevhumuna küsüm ben. Arkadaşlarım hep menfaatçi oldular. Kıskandılar, borç aldılar, yemek ısmarlattılar, sigaramı içtiler, evimde kaldılar, işimde bilgimden istifade ettiler, işleri bana yaptırıp kendileri sundular, vs. Hep kötü hep kötü. Arkadaşlık kötü bir şey, kimseye tavsiye etmem.

Diyordum yıllardır ki, elli yaşımda fark ettiğim bir şey var, ben hiç arkadaş edinmedim ki. Onlar beni buldular. Onlar gelip benim arkadaşım oldular. Üniversitede uzaktan aşık olduğum bir kızdan duyduğum bir söz vardı, tezgahı bal olanın sineği bol olur diye, belki bir atasözüdür ama ben ondan duydum sadece. Ben kimseye gidip de arkadaşlık kurmaya çalışmadım, kimseye ihtiyaç duymadım. Kimseyi bana katkısı olur diye örnek görüp, yanına sokulup sömürmeye çalışmadım. Kendimden üstün gördüğüm insanlar oldu elbet, bundan bilgi alırım arkadaşım olsaydı diye düşündüğüm ama hiç yanaşmadım bu amaçla.

Benim arkadaşlarım ise hep beni buldular. Onlar da benim sineğimdi. Onlar da beni hedef olarak görüp yanaşmışlar, benden kopardıkları bir dal sigarayı kar saymışlardı. Kah üniversitede, kah iş hayatında edindiğim tüm arkadaşlarım, aslında beni arkadaş edinmişlerdi. O yüzde bütün arkadaşlarım kötüydü. O yüzden hiç bir arkadaşın bana faydası olmadı bugüne dek. Tamam oturup konuştuğumuz, aynı kafada buluştuğumuz oldu ama totalde hep ben verdim.

Siz de arkadaşlık ilişkilerinizde neden hep verici olduğunu sorguluyorsanız, bir dönüp bakın, onları siz mi arkadaş edindiniz, onlar mı sizin eteğinize yapıştı? Onları kötüleyin, aşağılayın anlamında söylemiyorum ama sizi sömürmek için gelenlere arkadaş etiketini yapıştırıp sonunda arkadaş kavramını kötüleyen sizsiniz. İnsan ilişkilerinizi güçlendirin, eşit arkadaş edinmeyi siz kendiniz başarın. O zaman sömürülmezsiniz. Ya da sizden üstün insanlara arkadaş olarak yamanın, ileride onlar sizden şikayet etsin 🙂

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.